2. BÖLÜM
Sinan Korkmaz
Hava iyice kararmıştı. Ben ise karakolda arkadaşım Mert ile oturmuş devriye saatinin gelmesini bekliyorduk. Motorlara duyduğum büyük hayranlıktan dolayı yunus polisi olmuştum. Bir yandan çayımı içerken bir yandan da Mert ile sohbet ediyorduk. Çalan telefonumla beraber sohbeti durdurduk arayan annemdi. "Alo efendim Esma sultan." dedim. Annem çok telaşlı bir sesle konuşmaya başladı. "Oğlum Dila daha eve gelmedi. Telefonuna da ulaşılamıyor. Saat sekiz oldu. Ben bir telaşlandım." dedi. Provadan haberim vardı ama bu kadar gecikmezdi Dila. Gecikse bile haber verirdi. Annemin bu sözlerinin üzerine bende telaşlanmıştım ama annemi telaşlandırmak istemedim." Tamam anne sen sakin ol. Ben ulaşırım Dila'ya" dedim ve telefonu kapattım.
Motorun anahtarını alıp "Mert, benim bacım eve biraz gecikmiş de. Ben bir gidip bakayım. Olur mu?" dedim
Oda anlayışla kafasını salladı. Dışarı çıktığımda inanılmaz bir yağmur vardı. Hemen koşup motorun direksiyonuna taktığım kaskı takmaya koyuldum. Ben kaskımı takarken telsizden haber geldi.
Beykoz da bir kaza oldu. 17, 18 yaşlarında bir kız çocuğu.
Dikkatle dinlemeye başladım.
Yaralanan şahsın adı DİLA KORKMAZ
Dila'nın adını duyunca kan beynime sıçradı. Bu konu ile ilgili ilgilenen Salih komiseri arayıp hastanenin yerini öğrendim. Beykoz devlet hastanesine kaldırılmıştı. Var gücümle motoru hızlı sürmeye başladım. İçimde birşey kanıyordu. Şuan Dila'nın ölme ihtimalini düşünmek istemiyordum. Benim kardeşim ölemezdi.
Hastaneye vardığımda telaşla ameliyathaneye doğru gittim. Doktorlar, hemşireler ameliyathaneye girip girip çıkıyorlardı. Bir tane hemşireyi kolundan tuttum. "Benim kardeşim Dila, Dila Korkmaz. Kaza geçirmiş durumu nasıl?" dedim. Hemşire kolunu biraz çekip "Şuan bir şey söylemek için erken. Biz sizi haberdar edeceğiz."dedi. Ağlayarak ameliyathanenin önündeki koltuğa oturdum. Başımı iki elimin arasına aldım.
Kara kara düşündüm. Dila'nın eve gecikme sebebi ne idi?
Karakola gidip bu sorunun cevaplarını bulmam gerekiyordu. Ama öncesinde Kenan'ı aramam gerekiyordu. Telefonumu cebimden çıkarıp Kenan'ı aradım.
"Alo Kenan"
"Efendim ağabey"
Kendimi biraz toplayıp Kenan'a söylemem gerekiyordu.
"Kenan sakın ol"
Kenan'ı bir anda o neşeli sesi gitti.
"Ne oldu?"
"Şimdi ben ııı şey annem evde tek diye söyleyemedim. Sen gidip anneme söyle. Sakın bir şekilde ama..."
Kenan daha da korkmuş bir şekilde
"Ağabey Dila'ya birşey olmuş.Ne oldu ağabey?"
Kenan'ın sesi ağlamaklı oldu.
"Dila trafik kazası geçirdi"
Bunu der demez bir hıçkırarak ağlama sesi ve kapatılan bir telefon sesi duydum.
Bilgi için karakolda olacağımı Kenan'a mesaj olarak attım. Ondan sonra hızlıca karakola gittim.
Karakola vardığımda olayla ilgilenen Salih komiserin odasına gittim ama yoktu. Hemen koşup kamera kayıtlarının olduğu odaya gittim. Kamera kayıtları ile ilgilenen Mehmet ve Salih komiser odadaydı.
Kan çanağı olan gözlerimle içeri girip "Selamünaleyküm" dedim. İkisi şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı. Salih komiser şapkasını çıkartıp bir köşeye indirdi ve gelip omzuma dokundu. Dışardan nasıl göründüğümü bilmiyordum. "Oğlum kardeşin daha ölmedi yaşıyor. Kendini güçlü tut." dedi.
Ağlamak için kendimi zor tuttum. "Ben güçlüyüm ya." dedim gözyaşlarımı silerken. "Hem buraya kazaya bakmaya geldim."
Salih komiser omzuma vurup "Hah şöyle ya. Gel bizde kamera kayıtlarına bakıyorduk." dedi.
Mehmet hemen kamera kayıtlarını açtı. Dikkatle izlemeye başladık. Kamerada Dila bir sokağa girdiğinde bir adam onu köşeye çekti. Dila o anda bağırmaya başladı. "Bırak beni, yardım edin."
O çığlıklar kulağımda yankılanırken ayakta durmak çok güç geliyordu. Gözlerim doldu. "Benim kardeşimi taciz mi ediyor bu şerefsiz?" diye haykırdım. Tam o anda Dila köşeden çıkıp ama yola doğru koşmaya başladı. Salih komiser heyecanlanarak "Sinan bak Dila çıktı." dedi. Merakla kameraya odaklandım. Dila koşarken arkasından başka bir adam çıkmıştı ama bu farklı bir adamdı. Yüzü görünmüyordu. Dila'ya "Dur dikkatli ol" diye bağırıyordu. Tam o anda bir araba geldi ve Dila'yı metrelerce uzağa fırlattı. Gözlerimi kapatıp o an Dila'nın neler hissettiğini anlamaya çalıştım.
Salih komiser ellerini birbirine vurup "Yine mi siyah eşofmanlı?" dedi. Salih komisere şaşkın şaşkın baktım. "Kim?" dedim.
Salih komiser elini başına götürüp başını ovdu. "Ya bu adam bir yıldır 4, 5 tane kadın cinayetinin olmasını engellemiş. Adamın bir yıldır peşindeyim hâla bulamadım." dedi. "Ayrıca cinayetten kurtulan kadınların ifadesini aldığımız da ifadelerine siyah eşofmanlı adam bizi kurtardı diyorlardı."
Kameraya iyice bakıp "Seni bulacağım" dedim ve odadan ayrıldım.
Kenan Korkmaz
Ağabeyim arayınca hızlıca arkadaşlarim ile oturduğum kafeden ayrıldım. Annemin yanına gidip annem ile beraber hastaneye gidecektim. Dila'ya bir şey olma ihtimali öyle içimi acıtıyordu ki. Sabah didiştiğim kardeşim şimdi yaşam mücadelesi veriyordu.
Otobüs durağına koşarken arkamdan bağıran biri vardı. "Kenan"
Dönüp arkama baktığım da benimle aynı sınıfta olan Aylin ile göz göze geldim.
Saçını at kuyruğu yapmıştı. Üstüne siyah bluz ve altına kot pantolon giymişti. Koşup yanıma kadar geldi. Masmavi gözleri ile bana baktı. Nefes nefese:
"Ne oldu hıphızlı çıktın?"
Ağlamamak için gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerimi onun gözlerinden kaçırarak :
"Kardeşim Dila trafik kazası geçirmiş. Annem evde tek ona söylemem lazım"
"E ben seni bırakayım seni, arabayla. Gecenin bir yarısı araba olmaz."
Buna o kadar ihtiyacım vardı ki, hayır diyemezdim. Başımı iki yana sallayıp çaresiz kabul ettim.
Eve vardığımızda hemen yukarı çıktım. Aylin'de arkamdan geliyordu. Kapıyı endişeli yüzü ile annem açtı." Oğlum saat dokuz oldu Dila hâlâ yok."dedi. Daha fazla dayanamayıp anneme sarıldım." Dila'ya ne oldu? "dedi annem beni iterek. Gözünün içine bakamıyordum." Oğlum Dila'ya bir şeyler olmuş. Bana söylemiyonuz."dedi yüzümü iki elinin arasına alıp gözlerimizi birleştirdi." Oğlum ö...öldü mü? "
Annemi hemen sakinleştirmek için ellerini tutup öptüm." Anne yok ölmedi. Yaşayacak,Dila. Ufak bir kaza geçirmiş. Ameliyathanede şuan. Biz seni almaya geldik. "dedim. Aylin'de bakıp onaylamasını bekledim ama onunda gözleri dolmuştu. Oda bana bakıp kafasını salladı.
" O zaman ben gideyim hazırlanayım. Dila'm, kuzum beni bekler. "dedi annem acılı bir şekilde.
Hastaneye varınca hızlı adımlarla ameliyathanenin önüne gittik. Bir 15 dakika sonra bir doktor çıktı ameliyathaneden. Annem oturduğu yerden doktorun yanına gitti.
" Doktor Bey kızım nasıl, iyi mi? " dedi.
" Nasıl söylesem bilmiyorum ama..."
"Amaa" diyerek doktorun sözünü kestim.
" Her türlü duruma hazırlıklı olun." dedi. Annem ayakta durmakta güçlük çekip "Yavrumm" diye dizlerinin üstüne çöktü. Kolundan tutup bende onunla beraber yere çöktüm. İkimizde hıçkırarak ağlamaya başladık.
Biz ağlamaya devam ederken ağabeyim geldi. Merakla bize baktı. Korktuğu gözlerinden belli oluyordu. Hafif ıslanmış saçları gözyaşlarına eşlik ediyordu. "Nn...noldu?"dedi alacağı cevaptan korkarak. Annem gözyaşlarını silip ayağa kalktı." Ne olsun? Kardeşin için her duruma hazırlıklı olun dediler. Ben babanın emanetine sahip çıkamadım oğlum. "diyerek ağabeyime sarıldı. Ağabeyimde annemi sımsıkı sararak:
" Olur mu anne? Sen en güzel şekilde çıktın. Bak Dila herşeye rağmen yaşayacak, göreceksin."dedi kendisi bile emin olmadan.
💥💥💥💥💥💥💥💥💥💥💥💥💥💥
Ameliyathanenin önünde tam olarak 3 saattir bekliyorduk. Aylin'de bizimle beraber bekliyordu. Bekleme git demiştim ama o kalmakta ısrar etti. Onun bana neden yardım ettiğini anlayamıyorum.
Ben bunları düşünürken bir tane doktor çıktı ameliyattan.
"Dila Korkmaz'ın ailesi mi?" dedi doktor.
Hepimiz doktorun yanına gittik. Ağabeyim kafasını sallayıp:
"Evet biziz doktor bey. Kardeşim nasıl?"
Doktor önce derin bir nefes aldı. Bu kötü bir haber öncesi bir soluk almaydı.
"Iıı çok çaba gösterdik ama kızınız komada."
Kızınız komada
Bu sesler kafamda yankılanıyordu. Olduğum yerde donakaldım. Bu bildiğin yaşarken ölmekti. Ağabeyim gayet sakinliğini koruyordu. Aylin koşup annemin koluna girdi.
"Peki uyanacak mı?" dedi ağabeyim.
"Bunu söylemek için erken ama eğer uyanırsa felç kalabilir." dediği anda annem büyük bir çığlık koparıp bağırdı.
"Yavrumm, kınalı kuzum. Daha ömrünün yarısında o." diue isyan etti annem. O ağıt yaktıkça bizim içimizdeki yangın daha da artıyordu. Doktor hemen gittikten sonra Dila'yı sedye ile çıkardılar. Sedyenin başına annem geçti. Bizde bir köşesinden tutuyorduk. Dila'nın tüm yüzü sargılıydı. O güzel yüzü bile zarar görmüştü. Annem Dila'yı öyle görünce kendini kaybedip bayıldı. Aylin yanında olduğu için annem yere düşmeden tuttu. Ona çok minnettardım. Oradaki hemşire gelip annemi kontrol ettikten sonra bir odaya aldılar. Biz Aylin ile anneme eşlik ederken, ağabeyim Dila'yı yalnız bırakmadı.
Hemşire annemin serumunu kontrol edip çıktı. O sırada Aylin tam koltuğa oturacakken kolundan tuttum. "Aylin bak bizimle beraber harap oldun. Senin yarın bir derslerin var. Benim yüzümden aksatma." dedim. Aylin kolundaki elimi tutup "Kenan ben senin yüzünden derslerimi aksatmayacağım. Yardım ediyorum sadece. Bırak yanında olayım." dedi. Aylin'e sorgularcasına baktım. Elimi geri çektim. "Neden?" dedim "Neden bana yardım ediyorsun?"
Aylin hafif yutkundu ve yüzü düştü. Gözleri gözlerimden kaçtı. "Çünkü" dedi "Bende aynı şeyleri yaşadım."
Ona şaşkın gözlerle baktım. Nedenini tam soracaktım ki ağabeyim aradı. Beni yoğun bakıma çağırıyordu. "Aylin sen burda kalır mısın? Beni ağabeyim yoğun bakıma çağırıyor." dedim. Aylin bana hafif sırıttı. "Bak lazım oldum işte sana." dedi.
"İyi ki varsın" dedim ona hayranlıkla bakarken. Cevabım hoşuna gitmiş olacak ki hafif kıkırdadı.
Yoğun bakımın önüne gittiğimde ağabeyim ağaç gibi durmuş pencereden Dila'ya bakıyordu. Sessizce yanına gittim. Dila orada yapayalnız yatıyordu.
"Şuna bak sessiz hareketsiz orada yatıyor." dedi gözyaşlarını silerken ve devam etti. "Hayat ne garip değil mi? Dün sapasağlamsın, koşuyorsun, yürüyorsun ama bugün bir bakmışsın ya yatalaksın ya da kefenlesin."
Ağabeyim bunları söylerken gözlerim doldu. "Dila ölürse ben dayanamam ağabey." dedim ve ağabeyime sarıldım. "Şşt" dedi ağabeyim sanki söylediklerim gerçek olacakmış gibi. "Dila uyanacak, yeniden yürüyecek. Biraz zaman alacak ama ayağa kaldıracağız onu. Hele bir uyansın."
Orda ağabeyimin göğüsünde dakikalarca ağladım. Dila'nın ölmemesi için dua ettim.
Yorumlar
Yorum Gönder